Büyük Resmi Görebilmek

23 Kasım 2008 Pazar



Tatilim bitti, tekrar beyaz ekranlara döndüm ***. Uzun süredir kafamda dönen, herkesin bildiği lakin göze tekrar sokulmayı hakeden bir konuda yazmak istiyorum.

Büyük resmi görmek detaylardan kopup gerçek olayı görmek, getiriyi ve götürüyü analiz edebilmektir. Bu hayatın her yerinde karşı karşıya olduğumuz bir durumdur, elimizdekine odaklanıp gerçek amacı unutmak, bir projenin bir bölgesine yoğunlaşıp uzun vadede hataya dönüşen bir karar vermek, günü kurtarmak için 5-10 dakikadan kar edip işin sonunda günler kaybetmek ile alakalıdır.

Hatta genel olarak gizli servislerin ve devletlerin suni gündem yapması da bizim büyük resmi görmemizi engellemek içindir. Bu suni ya da gerçek ekonomik sıkıntı, savaş, magazin değerli bir haber ya da tamamen gerçek dışı bir olay olabilir. Bunlar sayesinde odağın kayması ve gerçekte, büyük çapta olan olayın farkedilmemesi sağlanır.

Büyük resmi görmeye bir kaç örnek;

Toplu Taşıma Sorunlarını Çözmek:

Bir metropolde toplu taşımanın geliştirilmesi ciddi maliyetlere çıkacaktır, ancak toplu taşımayı çözmenin tek amacı sadece insanların daha mutlu olmasını sağlamak için değildir, bunun getireceği güzellikler arasında şunlar da vardır :

  • Toplu taşımada kaybedilen insan gücünün ekonomiye geri dönmesi,
  • Toplu taşımanın kötülüğünden dolayı artan kişisel araç kullanımının artması
    • Bu hava kirliliği,
    • Daha fazla benzin harcanması (paranın yurtdışına çıkması) ve
    • Daha fazla kişisel aracın satılması (paranın yurtdışına çıkması) anlamına geliyor.
  • vs. vs.

Dolayıysıyla toplu taşımayı çözmenin kendini ne kadar sürede amorti edeceği hesaba katılmalıdır, bu sadece insanlar dah fazla oy versin diye yapılması gereken bir şey değil.

Çalışanların öğle yemeği vakti:

Yapılan araştırmalarda öğle yemeğine 30 dk. yerine 60 dk. ayıran firmalar çalışanlarından daha yüksek performans alıyorlarmış*. Burada büyük resmi gören firmalar 30 dk. kar etmeye değil bunun uzun ve orta vadedeki etkilerini görebiliyorlar. Benzer bir şekilde zamanında Hayalet Çalışan başlığı altında benzer bir konudan bahsetmiştim.

TDD, Test Driven Development :

TDD bir yazılım geliştirme metodolojisidir. TDD ile yazılım geliştirirken her yazılan kod için bir de test kodu yazılır, bu da tabii ki yazılan kod oranını ciddi şekilde yükseltiyor. TDD' nin özellikle Türkiye gibi sıkışık, aceleci, henüz tam oturmamış ülkelerde yerleşememesinin en büyük nedeni de gene büyük resmi görememektir. TDD konusunda yapılan bir çok araştırmada TDD' nin uzun vadede bakım, hata ayıklama ve benzeri proseslerden kazancından dolayı çok daha verimli olduğunu ortaya konulmuştur. Bugün bir çok firma ya TDD uyguluyor ya da sadece Unit Testing yapıyor. Dolayısıyla günlük yazılım geliştirme hızı düşse de sonuçta kazanç artıyor, bu noktada büyük resmi göremeyen yazılım firmaları da günü kurtarmaya devam ediyor **.

Maalesef hayatta da büyük resmi kaçırabiliyoruz, yegane amacı kaçıyoruz. Burada bir kaç nokta var,

  • Yaptığınız şeyleri yaparken kendinize “Neden?” sorusunu sorun,
  • Yeni bir karar verirken sadece kısa vadeyi değil ana nedeni düşünün,
    Mesela üniversite sınavlarından sonra okul seçerken sadece iyi okul seçmeyi düşünmekle yetinmeyin “Neden Okuduğunuzu” u düşünün.
  • Her işinizi yaparken arada bir adım geri atın ve tüm olayı bir bütün olarak görmeye çalışın. Detaylarda kaybolmayın. Neden başladığınızı, şu an yaptığınızı neden yaptığınızı, bu yapılan ana sonuca yardımı olup olmayacağını değerlendirin.
  • Konunun içerisinde olmayan biriyi konuya çekip hızlı şekilde fikir alın.
    Programcılıkta bir yerde saatlerce takılır ve sorunu çözemezseniz hemen etraftaki bir programcıyı bulur ve ona sorunu sorarsanız, sizin iki saattir çözemediğiniz olayı genelde o bir dakikada tespit eder. Çünkü bu sorun genelde ya yazım hatasıdır, ya yazdığınız kod ile baktığınız çıktının farklı olmasıdır. Dışarıdan gelen kişi sizin kadar işin içerisinde olmadığından varsayım yapmadan en aptalca olan şeyleri bile kontrol eder. Yani size “Sunucunun prizi takılı mı?”, “Baktığın tarayıcı cache’ in de mi tutuyor?”, “Çalıştırdığın yazılım eski verisyonu mu son olarak compil ettiğin mi?” diye sorabilir. Siz ise bunları o noktada düşünemeyebilirsiniz (Hatayla Yaşamak ve Sorun Çözmek).

Konu bundan çok daha geniş ama siz zaten konuyu biliyorsunuz, bu ise size bir hatırlatma. Şimdi bir adım geri atın ve düşünün.

* Makalenin kaynağı BA Business Life dergisi, ancak online olarak bulamadığımdan kaynağı veremiyorum.

** Bu konuda bir çok istisna var, her firma illa TDD kullanacak diye bir şey yok, her projeye uygun da olmayabilir, ama TDD başarısı kanıtlanmış metodolojilerden biri.

*** “yeşil sahalara dönme” kelime grubuna yapılan göndermedir bu, bu noktada okuyucunun suratında bir tebessüm oluşması gerekiyor.

0 yorum: